İlk
Kürtçe Gramer Kitabı ve İtalyanca-Kürtçe Sözlük: Grammatica E Vocabolario Della Lingua Kurda
Bugüne
kadar yazılmış olan Kürtçe sözlük sayısı, takriben 45’tir. Bu sözlüklerden en
erken yazılanı, Ehmedê Xanî’ye aittir. Ehmedê Xanî’nin 1682-3 yıllarında kaleme
aldığı “Nûbehara Biçûkan”, bilinen
ilk Kürtçe sözlüktür. İlk basımı 1794 yılında Yusuf Ziyadeddîn Paşa tarafından
“el-Hediyyetü’l-Hamîdiyye
fi’l-Luxetü’l-Kurdiyye” adlı Kürtçe-Arapça sözlük ile beraber piyasa
sürülmüştür. Bir diğer sözlük ise, Îsmaîlê Bayezîdî’nin 17. yüzyılda kaleme
aldığı “Gulzar” (gül bahçesi) isimli sözlüktür. Bu sözlük ise Kürtçe-Arapça-Farsça
olarak hazırlanmıştır. Bu eser de ikinci Kürtçe sözlük vasfını taşımaktadır.
Yazılmış
olan üçüncü Kürtçe sözlük ise Maurizio Garzoni’nin 1787 yılında İtalyanca
olarak hazırladığı “Grammatica E Vocabolario
Della Lingua Kurda” isimli eserdir. Yazılmış olan üçüncü Kürtçe sözlük
olmasının yanında, bu sözlük aslında modern tekniklere dayalı bir şekilde
hazırlanmış ilk Kürtçe sözlüktür. Garzioni’nin yazdığı bu kitap sadece sözlük
değildir, aynı zamanda bir Kürtçe gramer kitabıdır. Bu özelliği ise esere,
Kürtçe gramerine dair yazılmış ilk kitap vasfını da yükler. Peki, Garzioni
kimdir ve neden böyle bir sözlük ve gramer kitabı hazırlama gereksinimi
duymuştur?
Dal.
P. Maurizio Garzioni kimdir?
Dal.
P. Maurizio Garzioni(1734-1804) İtalyan Katolik mezhebine mensup bir
misyonerdir. 1752 yılında daha genç bir misyoner iken Osmanlı coğrafyasına gelerek,
daha sonra Kürdistan’a geçen Garzioni, burada yaklaşık 15 yıl yaşadı.
Kürdistan’da özellikle başta Musul olmak üzere, Hakkâri’nin 30 km. güneyinde
bulunan Amadia gibi Kürdistan şehirlerinde Kürtlerin arasında yaşayarak ve
misyonerlik faaliyetleri yürütmüştür. Bu süre zarfında Kürdistan coğrafyasının
diğer tüm noktalarını gezip misyonerlik faaliyetleri yürütürken, Kürt halkının
folkloruna ve diline dair birçok bilgi edinmiştir. Yukarıda zikrettiğimiz
kitabını 1764-1775 yılları arasında yürüttüğü faaliyetler neticesinde edindiği
bilgilerden derlemiştir. Kitapta kullanılan lehçe genel olarak “Karacûlan”,
“İmadiye”, “Colemêrg”, “Cizîra Botan” ve “Bedlîs” olmak üzere beş farklı
bölgenin alt lehçelerinden seçilmiştir. Kitabın bir diğer özelliği ise,
Kürtçenin ilk defa Lâtin harfleriyle yazılmasıdır.
Kitap
1787 yılında Roma’da “Sacra Congregazione di Propaganda Fide” yayın evinde
basılmıştır. Kitabın ikinci baskısı ise 1826 yılında yapılmış ve İtalya dışında
genel olarak İstanbul, Diyarbakır ve Bağdat’ta satılmıştır.
Aslında Garzioni,
şüphesiz ki bu kitabı yazarken Kürt diline bir katkı sağlama düşüncesinde
değildi. Tahmin edileceği gibi en temel amaç, buraya gelecek olan Katolik
İtalyan misyonerlerin daha rahat misyonerlik faaliyetlerini yürütebilmeleri
için Kürt dilini öğrenmelerini sağlamaktı. Zirâ kitaptaki sözlük kısmının
sadece “İtalyanca-Kürtçe” olması ve folklora dair bilgilerin bulunması da
aslında anlamaktan ziyade, öncelikli olarak anlatma çabasının hâkim olduğunu
gösterir ki bu durum da zaten misyonerlik faaliyetlerine paralel bir husustur.
Ama amaç ne olursa olsun Garzioni’nin yazdığı bu kitap Kürdoloji çalışmaları bakımından
eşsiz eserlerden bir tanesidir. Avrupa’da Kürtçeyi ilk tanıtan kişi olması
dolayısıyla, “Kürdolojinin öncüsü” sayılabilir.
Kitabın
içeriğine kısaca bir göz atalım:
Kitap
toplamda 288 sayfadan oluşmaktadır. 68 sayfalık gramer kısmından sonra yaklaşık
220 sayfalık sözlük kısmı gelmektedir. Gramer kısmında günümüzün dil öğretim
tekniklerinin kullanılması ise, ayrıca dikkat çekici bir husustur. Konu seçimleri
ve ünitelerin sıralanması, bugün Kürtçe dil öğretiminde kullanılan metotlara
çok benzemektedir.
·
Kitabın ilk dokuz sayfası önsüzden
oluşuyor. Önsözde dile dair verdiği bilgilerin yanında, Kürdistan coğrafyasına
ve folkloruna dair verdiği bilgiler eşsiz niteliktedir. Katolik mezhebine
mensup olması sebebiyle Kürt folkloruna biraz daha dogmatik bakmıştır.
·
Kitabın 11-16 arası sayfalarında Kürtçe
“alfabe”den bahseder. Burada Arap alfabesiyle yazılmış olan Kürtçe harflerin
İtalyanca karşılıklarını ve okunuşlarını vermektedir.
·
17-18 arasındaki sayfalarda sayılara
değinir.
·
19-23 arasındaki sayfalarda sıfatlar ve
şahıs zamirlerine değinir.
·
23-48 arasındaki sayfalarda fiillere,
fiillerin pasif-aktif hallerine ve bunların zamanlardaki farklı çekimlerine
değinir.
·
49-54 arasındaki sayfalarda edat ve zarf
konularına değinir. Burada yaklaşık 135 edat-zarf’tan müteşekkil bir listeyi de
vermektedir.
·
54-58 arasındaki sayfalarda zaman
dilimlerine, günün öğünlerine, gün isimlerine, aylara ve mevsimlere değinir.
·
58-61 arasındaki sayfalarda vücudun
bölümleri ile uzuvların isimlerin ve aile fertleri ile akraba isimlerine
değinir.
·
62-74 arasındaki sayfalarda pratik
günlük cümlelere yer vermekte ve hemen akabinde kısa paragrafları işlemektedir.
·
77-282 arasındaki 205 sayfada ise sözlük
kısmı mevcuttur. Bu sözlük oldukça zengin bir kelime haznesini barındırır.
Takriben 4.600 kelime mevcuttur ve kelimelerin büyük çoğunluğu halen günümüz
Kürtçesinde kullanılmaktadır. Bazı kelimeler ise günümüzde biraz daha
farklılaşmıştır. Bu husus da bazı kelimelerin günümüze değin olan süreçte
geçirdiği ses ve anlam değişimlerini göstermesi bakımından oldukça önemlidir.
Öte yandan İtalyanca bir kelimenin birden fazla karşılığını vermektedir. Bu da
Kürtçenin zenginliğini göstermektedir.
·
283-288 arasındaki sayfalar ise kısa bir
sonuç ve dizin kısmından oluşur.
1787 ve 1826
yıllarındaki baskılarından sonra kitabın başka bir baskısı olmadı. Kitabın
orijinal nüshası halen Oxford Üniversitesi arşivindedir. Kitabın yok olmaması
ve muhafazası için 2008 yılında Oxford Üniversitesi tarafından faksimile
haliyle kitap dijitalize edildi. Kitabın faksimile hali yani tıpkıbasımı İtalya’da
Nabu Press tarafından 2011 yılında yapıldı ve halen satışı mevcuttur.
Yılmaz Bağlar
NOT:
Bu
yazı yine Yılmaz Bağlar tarafından “Kürt Tarihi Dergisi”nin 6. Sayısında
yayınlanmıştır.
Kürtler istilacilarin göstermek istediklerinin çok aksine yüksek bir medeniyetten geliyorlar.
YanıtlaSil