DÜNYA
DİLLERİ ARASINDA KÜRTÇE’NİN YERİ
İnsanlar arasında Kürtçe’nin yeni bir dil olduğuna
dair yanlı bir düşünce var. Ancak bu düşünce doğru değildir. Kürtçe; tıpkı
Farsça, Arapça, Fransızca vs. diller gibi kâdim bir dildir. Peki Kürtçe nasıl kâdim
bir dildir ve bu dilin kökeni nedir?
Kürtçe
Hint-Avrupa dil grubuna mensup bir dildir. Bu dil grubunun ortaya çıkışı
tahminen M.Ö 3500 yılları civarıdır. Bu tarihten sonra, bu dil grubu, kendi
arasında Batı, Güney ve Doğuolarak bir bölünmeye gider. Bu
bölünmelere ise dilbiliminde aile kavramını veriyoruz:
Batı:
Bu kısım kendi arasında Tokarca, Germen(Cermen) dilleri, Helen dilleri,
Frig-Trakya(Bitince), İtalyanca, Venedikçe, Mesopikçe, Keldçe vs. olarak
ayrılıyor.
Güney:
Bu kısım içerisinde Anadolu dilleri yer alır ki bu dillerin birçoğu bu gün
tarih sahnesinden silinmiştir.
Doğu:
Tahminen M.Ö. 3000 yılları civarında ayrışmaya başlayan bu kısmı ise kendi
içerisinde üç bölümde incelemekte fayda vardır. Birinci bölümde Ermenice yer
alır. Bu dilin M.Ö. 2700 yılına doğru ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak dikkate
değer bir şey vardır. Bu da; Ermenice’den tarih boyunca başka bir dil
türemediği gibi, bu dil kendi özünden de pek bir şey kaybetmemiş ve günümüze
kadar varlığını sürdürmüştür. Diğer bölümde ise: Kefarca, Dartça, Hintçe;
Baltık ve Slav dilleri gelir ki Slav dillerinin (Rusça, Bulgarca vs. )gerek
telaffuz gerekse kelime olarak en çok Kürtçe’ye benzeyen diller olması da
buradan menbidir. En son bölümde ise İranî diller ailesi gelir ki bu dil ailesi
bizim esas olarak üzerinde duracağımız kısımdır. Bu aile kendi içerisinde Doğu
İran ve Batı İran olarak ikiye ayrılır. Birincisinde (Kuzey Doğu İran) Farsça,
Lurca, Afganca(Gurrice) vs. gibi diller yer alır. İkincisinde ise(Kuzey Batı
İran) Kürtçe yer alır.
Birçok
araştırmacıya göre Kürtçe, Mezopotamya’da bir medeniyet kurmuş olan Med
İmparatorluğunun dili olan Medce’nin devamı niteliğindedir. Aslında her iki
dilin kelime, söyleyiş ve gramerlerine baktığımızda, bunun doğruluğu kuvvetle
muhtemeldir. Kürtçe’nin M.Ö. 1000-500 yılları arasında ortaya çıktığı, daha
doğrusu Doğu grubu içerisindeki kopuşunu tamamladığı tahmin edilmektedir. Milat’ın
başından itibaren ise Kürtçe artık kendi içerisinde yavaş yavaş ayrışmalara
gider ki buna tüm dillerde rastlanılır ve terminolojide lehçe denilir. Kürtçe
Esasında iki büyük lehçeye ayrılır. Bunlar:
1-Pehlewanî:
Pehlewanî lehçesi kendi içerisinde Goranî
ve Dimilî(Zazakî) gibi küçük lehçeler
olarak ayrılır. Bu iki lehçe de kendi içlerinde yine ayrışmalara gider ki buna
da terminolojide “ağız” denilir. Misal: Goranî; Lakî ve Hewremanî olarak iki
ağza ayrılır. Bu ağızlar günümüzde Güney Kürdistan’da ve Güney Batı
Kürdistan’da konuşuluyor. Dimilî ise Kuzey Kürdistan’da konuşuluyor. Ancak şuna
da değinmeden geçmememiz gerektiği kanaatindeyim: Halk arasında Dimilî için
Zazakî tabiri ve bu dili konuşanlar için ise Zaza kelimesi kullanılıyor. Fakat
bu kelime doğru olmayan daha doğrusu aşağılama içeren bir kelimedir. Zirâ
Dimilî içerisindeki kelimelerde yoğun olarak “z” harfinin bulunmasından ötürü,
Kurmanclar onlara bu ismi vermiş ve bu isim zaman içerisinde bir etiket olarak
kalmıştır. İşin kötü yanı bunu bazı dilbilimciler de kullanmaktadır. Öte yandan
Dimilî konuşanlar da kendi içlerinde yaşayan ve Kurmancî konuşanlar için
“Herewere” tabirini kullanırlar. Bu tabir de şüphesiz Kurmanclar arasında çok
kullanılan hatta gramer eğitiminde bile tek başına bir üniteyi ihtiva eden
“Herîn” ve “Werîn” fiillerinden gelir.
2-Kurmancî:
Kurmancî kendi içerisinde Güney
Kurmancî’si(Soranî) ve Kuzey
Kurmancî’si(Behdinanî) olarak ikiye ayrılır. Güney Kurmancî’si kendi
içerisinde; Soranî, Kelhurî gibi iki büyük ağız olarak ayrılır. Bu ağızlar
Kirmanşah, Germiyan, Süleymaniye, Erbil, Erdelan vb. yerlerde konuşuluyor.
Kuzey Kurmancî’si se kendi içerisinde birçok küçük ağızlara ayrılır(Botan
Kurmancî’si, Colemêrg Kurmancî’si, Bazîd Kurmancî’si vs.) ancak hepsi tek bir
temelde yani Kurmancî’de birleşir.
Yukarıda
da gördüğümüz gibi, Kürtçe’nin kökeni kâdim ve uzundur. Kürtçe kendi içerisinde
birçok lehçeye, bu lehçeler de birçok bölgesel ağza ayrılıyor. Şüphesiz bilinen
bir gerçek de şudur ki, önce ağızlar oluşur, sonra bu ağızlar lehçeye
dönüştüğünde, lehçeler belli bir müddet sonra gittikçe farklılaşmasından ötürü
yeni bir dili teşkil ederler. Zaten dünya üzerindeki tüm diller de böyle
meydana gelmiştir. Öyle ki aynı dil grubuna mensup dil ailelerinin içersindeki dillerin
birbirine benzerlikleri, daha önce birbirlerinden lehçe olma yoluyla
ayrıldıklarını gösterir. İşte bu husûs Kürtçe’nin içerisindeki iki büyük lehçe
olan Pehlewanî ve Kurmancî için de geçerlidir. Her ne kadar bu iki büyük lehçe
Kürtçe ya da Medce çatısı altında birleşse de, artık birbirinden oldukça
farklılaşmış ve kendi içlerinde bir nevi yeni dil olmuşlardır. Dünyada
mevcudiyeti 40-50 milyonu bulan Kürt popülasyonunun yaklaşık 25-30 milyonu
Kurmancî konuşuyor.
Dünyada
birçok dil grubu vardır tıpkı; Hint-Avrupa, Ural-Altan, Hami-Sami vb. gruplar
gibi. Tüm bu grupların içerisinde en büyük grubu Hint-Avrupa dil grubu teşkil
etmektedir. Bu dil grubu ilk oluştuğu andan itibaren kendi çatısı altında
sayısız dilin teşkiline vesile olmuştur. Yukarıda da değindiğimiz gibi, bu
diller de önceleri birer lehçe olarak birbirinden ayrılmış sonrasında da farklı
bir dil olmuşlardır. Bu sebeple bu dil grubundaki dillerde kullanılan gramer
yapılarının ve kelimelerin birbirine benzer yapıda olması pek tabii olan bir durumdur.
Aşağıda bazı örneklerle bu dillerin birbirine benzerliklerini inceleyelim:
Kürtçe Almanca İngilizce Farsça
Fransızca
Erd Erde Earth Eradî Terre (Toprak, Yer)
Stêrk Stern Star Sitare Astre (Yıldız)
Mak Mutter Mother Mader Mére (Anne)
Hebûn Habben Have Hesten Avoir (Sahip olmak)
Min Mein My Men Mon (Benim)
Na Nein No Ne Non (Hayır)
Bed Böse Bad Bed Mauvais(Kötü)
Nû Neu New Nev Nouveau(Yeni)
Nav Name Name Nam Nom (İsim)
Heşt Acht Eight Haşt Heut (Sekiz)
Mêr Mann Man Merd Mâle (Adam)
Du Zwei Two Do Duex (İki)
Derî Tür Door Der Porte (Kapı)
Dot Tochter Daughter Doxter Fille (Kız evlat)
Hêk Ei Egg Toxmê morx Euf (Yumurta)
Yukarıda
da gördüğümüz gibi Kürtçe ve kendi dil grubu içerisindeki diller birbirine
tabii bir şekilde benzemektedirler. Kürtçe’nin Hint-Avrupa dil grubunun
Hint-İranî dil ailesine mensup olduğunu söylemiştik. Ancak birçok kişi, bu dil
ailesinin, isminin Hint-İranî olmasından ötürü, Kürtçe’nin İran dili yani
Farsça’dan türemiş olduğunu düşünür. Zaten bu düşünceyi en çok Kürtlere karşı
düşmanlık besleyen ve ırkçılık yapan gruplar savunur. Ancak bu çok yanlış bir
düşüncedir. Zirâ sırf bir dil grubunun dil ailesi adından ötürü, altındaki tüm
dillerinden buradan geldiğini söylemek sanırım pek cahilane bir tutumdur. Çünkü
dil grupları nasıl ki bulundukları coğrafya adına göre isim alıyorlarsa, bu dil
gruplarına mensup dil aileleri de bağlı bulunulan ve en büyük bölgesel coğrafya
hangisi ise onun adı ile anılır. Bu sebepledir ki Hint-İranî ailesi deniliyor
ve Hindistan’dan, İran coğrafyasına kadar olan tüm dilleri kapsıyor.
Hâlihâzırda Avrupa dilleri de kendi içlerinde muhtelif ailelere ayrılıyor ki
bunlar: Latin dilleri, Germen(Cermen) dilleri ve Slav dilleri olarak
aileleşirler. Bu ailelerin her birinde ise birçok farklı dili barınır. Bu
örneklerde de gördüğümüz gibi sırf adından ötürü Kürtçe’nin Farsça’dan
geldiğini söyleyemeyiz. Aksine bu iki dil birbirinden değil, aynı kökten
geliyor ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi zamanla farklılaşmadan ötürü
birbirinden bağımsız diller haline gelmişlerdir. Nasıl ki iki kardeş bir
anneden doğar ve büyüdükçe farklı iki şahsiyet haline gelir, daha sonra zamanla
çocukları ve torunları birbirinden uzaklaşıp farklılaşıyorlarsa diller de
öyledir ve Kürtçe de öyledir. Ancak şöyle tabii bir gerçek vardır ki bu iki
dilin içerisinde birbirine pek çok kelime benzemektedir. Fakat bu benzerlik
tıpkı Almanca-İngilizce, Rusça-Bulgarca vb. gibi benzerliklerdir.
Kürtçe Farsça
Xwîn Xün (Kan)
Nan Nan (Ekmek)
Bira Berader (Kardeş)
Tarî Tarîk (Karanlık)
Dot Doxter (Kız evlat)
Roj,Roz Rûz (Gün)
Kirin Kerden (Yapmak)
Mirin Murden (Ölmek)
Bav, Fader Peder (Baba)
Tirs Ters (Korku)
Xweş Xoş (Hoş, Güzel)
Agir, Ar Ateş, Azer (Ateş)
Masî Mahe (Balık)
Meh Mah (Ay)
Hefte Hafta (Hafta)
Dest Dest (El)
Xwedê Xuda (Allah)
Nan Nan (Ekmek)
Bira Berader (Kardeş)
Tarî Tarîk (Karanlık)
Dot Doxter (Kız evlat)
Roj,Roz Rûz (Gün)
Kirin Kerden (Yapmak)
Mirin Murden (Ölmek)
Bav, Fader Peder (Baba)
Tirs Ters (Korku)
Xweş Xoş (Hoş, Güzel)
Agir, Ar Ateş, Azer (Ateş)
Masî Mahe (Balık)
Meh Mah (Ay)
Hefte Hafta (Hafta)
Dest Dest (El)
Xwedê Xuda (Allah)
Örnekleri istediğimiz kadar
çoğaltabilir. Fakat bu kadarı durumun anlaşılması için kâfidir. İki dilin
birbirinden farklı olduğuna bir diğer misal ise; Kürtçe’de var olan Ergatif yapısıdır(Geçmiş zamanda
cümlenin fiiliyle beraber öznesinin de değişim hali). Bu yapı Farsça’da yoktur.
Aslında bu bile tek başına iki dilin farklılığını göstermesi açısından
yeterlidir. Ancak Kürtçe ile Farsça’da
kelimelerin nasıl birbirinden farklılaştığı üzerinde birkaç söz söylemek
gerektiği inancındayım.
Kürtçe kelimelerinin sonlarında yer
alan “v” Farsça’da “b” ile biter:
Kürtçe Farsça
Şev Şeb
Bav Bab
Tav Tab
Bav Bab
Tav Tab
vb. Kürtçe’de “j” ile biten veyahut başlayan kelimeler, Farsça’da “z” ile biter yada başlar:
Kürtçe Farsça
Jehr Zehr
Roj Roz
Jin Zen
Jîn Zindegî
Jehr Zehr
Roj Roz
Jin Zen
Jîn Zindegî
vb. Kürtçe’de “v” ile başlayan veya biten kelimeler, Farsça’da “m/şm” ile; Kürtçe’de “z” ile biten yada başlayan kelimeler ise, Farsça’da “d” ile biter yada başlar:
Kürtçe Farsça
Çav Çeşm
Zava Damad
Zana Dana
Gav Gam
Nav Nam
Zerya Derya
Çav Çeşm
Zava Damad
Zana Dana
Gav Gam
Nav Nam
Zerya Derya
Örnekleri istediğimiz kadar
çoğaltabiliriz. Tüm bu farklılıklardan da anlaşılacağı gibi Kürtçe ile Farsça’nın
aynı olduğunu kimse iddia edemez. Hatta tüm bunlardan ziyâde, Kürtçe, Farsça’ya
birçok kelime vermiştir ve bu gün bu kelimeler Farsça ile birçok dile hatta
Türkçe’ye bile girmiştir. O zaman neden insanlar Türkçe’deki bu türden
kelimeler için Farsça’dan gelmiş olduğunu düşünüyorlar? Aslında bu sorunun
cevabı çok basittir. Zirâ Farsça tarih boyunca bu coğrafyada kurulmuş olan
birçok devletin resmi dili olmuştur. Hatta öyleki İran’lı olmayan devletler de
bu dili resmi dil olarak kullanmışlardır(misal Büyük Selçuklular Türk olup
Farsça’yı resmi dil olarak kullanmışlardır). Bu yüzden bu dil hangi dilden
kelime almışsa, zaman içerisinde, bu dilin resmi dil olmasından mütevelli, bu
dile ait olduğu kabul edilmiş ve o kelimeler kendi kökenlerini kaybedip Farsça
olmuştur. İşte Kürtçe’den de bu yolla sayısız kelime geçmiştir Farsça’ya ve
Farsça’dan da diğer dillere. Şu gerçeği de unutmamak gerek ki, komşu dil
olmasından ötürü, Kürtçe de Farsça’dan birçok kelime almıştır. Ancak bu
Kürtçe’nin Farsçadan geldiği manasına asla gelmez.
Kürtçe yazı üzerinde yeni bir
dildir. Tarih boyunca Ehmedê Xanî, Melâyê Cizîrî vb. birçok Kürt yazar-şâir
gibi kişiler bazı bazı Kürtçe yazmışlarsa da, Kürt kültür ve edebiyatına ait
eserlerin çoğu Farsça, Arapça ve Osmanlıca yazılmıştır. Bu yüzden birçok
edebiyatçı, şâir ve tarihçi eselerini bu dilde yazmış olmasından dolayı, Kürtçe
yazı üzerinde pek gelişme gösterememiştir. Arapça, Farsça ve Osmanlı gibi
dilleri de sıradan halktan ziyâde, ancak medrese çıkışlı olan kişiler
okuyabiliyorlardı. Zaten tarih boyunca pek resmi dil olmayan diller, yazı
üzerinde de gelişme kaydedemezler ve yavaş yavaş tarih sahnesinden yok olurlar.
Fakat bu durumun tersine Kürtçe zaman içerisinde yok olmamış, bir çok şiveye
ayrılarak zenginleşmiş ve bu gün 40-50 milyon insan arasında konuşulan bir dil
olmuştur. Peki bunu sağlayan şey nedir? Bu sorunun cevabı; Kürtlerin yaşadığı
coğrafyada ve Kürt kişilik yapısında gizlidir. Her ne kadar Kürtler tarihte
genelde devletsiz kalmış iselerde, hakimiyeti altına girdikleri devlette
tamamıyla kendilerini teslim etmemişlerdir(kültürel, dilsel, folklorik, edebi
vb. gibi). Bu yüzden Kürtçe bu güne kadar gelmiş ve ölü bir dil olmamıştır.
Şu an Kürt dili günden güne yazı
üzerinde gelişme kat ediyor. Dilin yazı üzerindeki gelişmesi bir tarafa, öte
yandan kişiler de dillerini doğru konuşmalı ve bozmamalıdır. Eğer dil doğru
konuşulmazsa ve yazılmazsa, gittikçe kaybolur ve tarihteki ölü diller grubunda
yerini elır. Ancak Kürtçe’nin ölü diller arasına girmesi bu kâdimliğiyle çok
zor bir durumdur.
Yılmaz BAĞLAR
Hocam, Internet ortaminda bildiginiz, onerebileceginiz bir Kurtce-Turkce sozluk var mi? Birkac kere aradim, pek bulamadim, bulduklarimda da aradigim kelimeyi/kelimeleri bulamadim.
YanıtlaSilMerhabalar; İnternet ortamında güvenilir bir sözlüktür kullanabilirsiniz:
Silhttp://ferheng.org/tr/
Cok cok tesekkurler. Siteniz de cok guzel ve faydali bu arada.
YanıtlaSilRica ederim.. Eğer faydalıysa ne mutlu bana
SilYılmaz bey gerçekten tebrik ediyorum sizleri çok faydalı bilgiler sunmuşsunuz okurlarınıza..
YanıtlaSilFaydası olduysa ne mutlu bana :)
Sil