6 Mayıs 2012 Pazar

Dünya Dilleri Arasında Kürtçe'nin Yeri





           DÜNYA DİLLERİ ARASINDA KÜRTÇE’NİN YERİ


           İnsanlar arasında Kürtçe’nin yeni bir dil olduğuna dair yanlı bir düşünce var. Ancak bu düşünce doğru değildir. Kürtçe; tıpkı Farsça, Arapça, Fransızca vs. diller gibi kâdim bir dildir. Peki Kürtçe nasıl kâdim bir dildir ve bu dilin kökeni nedir?

            Kürtçe Hint-Avrupa dil grubuna mensup bir dildir. Bu dil grubunun ortaya çıkışı tahminen M.Ö 3500 yılları civarıdır. Bu tarihten sonra, bu dil grubu, kendi arasında Batı, Güney ve Doğuolarak bir bölünmeye gider. Bu bölünmelere ise dilbiliminde aile kavramını veriyoruz:

Batı: Bu kısım kendi arasında Tokarca, Germen(Cermen) dilleri, Helen dilleri, Frig-Trakya(Bitince), İtalyanca, Venedikçe, Mesopikçe, Keldçe vs. olarak ayrılıyor.

Güney: Bu kısım içerisinde Anadolu dilleri yer alır ki bu dillerin birçoğu bu gün tarih sahnesinden silinmiştir.

Doğu: Tahminen M.Ö. 3000 yılları civarında ayrışmaya başlayan bu kısmı ise kendi içerisinde üç bölümde incelemekte fayda vardır. Birinci bölümde Ermenice yer alır. Bu dilin M.Ö. 2700 yılına doğru ortaya çıktığını görüyoruz. Ancak dikkate değer bir şey vardır. Bu da; Ermenice’den tarih boyunca başka bir dil türemediği gibi, bu dil kendi özünden de pek bir şey kaybetmemiş ve günümüze kadar varlığını sürdürmüştür. Diğer bölümde ise: Kefarca, Dartça, Hintçe; Baltık ve Slav dilleri gelir ki Slav dillerinin (Rusça, Bulgarca vs. )gerek telaffuz gerekse kelime olarak en çok Kürtçe’ye benzeyen diller olması da buradan menbidir. En son bölümde ise İranî diller ailesi gelir ki bu dil ailesi bizim esas olarak üzerinde duracağımız kısımdır. Bu aile kendi içerisinde Doğu İran ve Batı İran olarak ikiye ayrılır. Birincisinde (Kuzey Doğu İran) Farsça, Lurca, Afganca(Gurrice) vs. gibi diller yer alır. İkincisinde ise(Kuzey Batı İran) Kürtçe yer alır.

            Birçok araştırmacıya göre Kürtçe, Mezopotamya’da bir medeniyet kurmuş olan Med İmparatorluğunun dili olan Medce’nin devamı niteliğindedir. Aslında her iki dilin kelime, söyleyiş ve gramerlerine baktığımızda, bunun doğruluğu kuvvetle muhtemeldir. Kürtçe’nin M.Ö. 1000-500 yılları arasında ortaya çıktığı, daha doğrusu Doğu grubu içerisindeki kopuşunu tamamladığı tahmin edilmektedir. Milat’ın başından itibaren ise Kürtçe artık kendi içerisinde yavaş yavaş ayrışmalara gider ki buna tüm dillerde rastlanılır ve terminolojide lehçe denilir. Kürtçe Esasında iki büyük lehçeye ayrılır. Bunlar:

1-Pehlewanî: Pehlewanî lehçesi kendi içerisinde Goranî ve Dimilî(Zazakî) gibi küçük lehçeler olarak ayrılır. Bu iki lehçe de kendi içlerinde yine ayrışmalara gider ki buna da terminolojide “ağız” denilir. Misal: Goranî; Lakî ve Hewremanî olarak iki ağza ayrılır. Bu ağızlar günümüzde Güney Kürdistan’da ve Güney Batı Kürdistan’da konuşuluyor. Dimilî ise Kuzey Kürdistan’da konuşuluyor. Ancak şuna da değinmeden geçmememiz gerektiği kanaatindeyim: Halk arasında Dimilî için Zazakî tabiri ve bu dili konuşanlar için ise Zaza kelimesi kullanılıyor. Fakat bu kelime doğru olmayan daha doğrusu aşağılama içeren bir kelimedir. Zirâ Dimilî içerisindeki kelimelerde yoğun olarak “z” harfinin bulunmasından ötürü, Kurmanclar onlara bu ismi vermiş ve bu isim zaman içerisinde bir etiket olarak kalmıştır. İşin kötü yanı bunu bazı dilbilimciler de kullanmaktadır. Öte yandan Dimilî konuşanlar da kendi içlerinde yaşayan ve Kurmancî konuşanlar için “Herewere” tabirini kullanırlar. Bu tabir de şüphesiz Kurmanclar arasında çok kullanılan hatta gramer eğitiminde bile tek başına bir üniteyi ihtiva eden “Herîn” ve “Werîn” fiillerinden gelir.

2-Kurmancî: Kurmancî kendi içerisinde Güney Kurmancî’si(Soranî) ve Kuzey Kurmancî’si(Behdinanî) olarak ikiye ayrılır. Güney Kurmancî’si kendi içerisinde; Soranî, Kelhurî gibi iki büyük ağız olarak ayrılır. Bu ağızlar Kirmanşah, Germiyan, Süleymaniye, Erbil, Erdelan vb. yerlerde konuşuluyor. Kuzey Kurmancî’si se kendi içerisinde birçok küçük ağızlara ayrılır(Botan Kurmancî’si, Colemêrg Kurmancî’si, Bazîd Kurmancî’si vs.) ancak hepsi tek bir temelde yani Kurmancî’de birleşir.

            Yukarıda da gördüğümüz gibi, Kürtçe’nin kökeni kâdim ve uzundur. Kürtçe kendi içerisinde birçok lehçeye, bu lehçeler de birçok bölgesel ağza ayrılıyor. Şüphesiz bilinen bir gerçek de şudur ki, önce ağızlar oluşur, sonra bu ağızlar lehçeye dönüştüğünde, lehçeler belli bir müddet sonra gittikçe farklılaşmasından ötürü yeni bir dili teşkil ederler. Zaten dünya üzerindeki tüm diller de böyle meydana gelmiştir. Öyle ki aynı dil grubuna mensup dil ailelerinin içersindeki dillerin birbirine benzerlikleri, daha önce birbirlerinden lehçe olma yoluyla ayrıldıklarını gösterir. İşte bu husûs Kürtçe’nin içerisindeki iki büyük lehçe olan Pehlewanî ve Kurmancî için de geçerlidir. Her ne kadar bu iki büyük lehçe Kürtçe ya da Medce çatısı altında birleşse de, artık birbirinden oldukça farklılaşmış ve kendi içlerinde bir nevi yeni dil olmuşlardır. Dünyada mevcudiyeti 40-50 milyonu bulan Kürt popülasyonunun yaklaşık 25-30 milyonu Kurmancî konuşuyor.

            Dünyada birçok dil grubu vardır tıpkı; Hint-Avrupa, Ural-Altan, Hami-Sami vb. gruplar gibi. Tüm bu grupların içerisinde en büyük grubu Hint-Avrupa dil grubu teşkil etmektedir. Bu dil grubu ilk oluştuğu andan itibaren kendi çatısı altında sayısız dilin teşkiline vesile olmuştur. Yukarıda da değindiğimiz gibi, bu diller de önceleri birer lehçe olarak birbirinden ayrılmış sonrasında da farklı bir dil olmuşlardır. Bu sebeple bu dil grubundaki dillerde kullanılan gramer yapılarının ve kelimelerin birbirine benzer yapıda olması pek tabii olan bir durumdur. Aşağıda bazı örneklerle bu dillerin birbirine benzerliklerini inceleyelim:

Kürtçe            Almanca        İngilizce          Farsça                       Fransızca

Erd                  Erde                Earth               Eradî               Terre    (Toprak, Yer)
Stêrk               Stern               Star                 Sitare              Astre   (Yıldız)
Mak                Mutter             Mother           Mader             Mére    (Anne)
Hebûn             Habben           Have               Hesten            Avoir   (Sahip olmak)
Min                 Mein                My                  Men                Mon    (Benim)
Na                   Nein                No                   Ne                   Non     (Hayır)
Bed                 Böse                Bad                 Bed                 Mauvais(Kötü)
Nû                   Neu                 New                Nev                 Nouveau(Yeni)
Nav                 Name              Name              Nam                Nom    (İsim)
Heşt                Acht                Eight               Haşt                Heut    (Sekiz)
Mêr                 Mann              Man                 Merd               Mâle    (Adam)
Du                   Zwei               Two                 Do                   Duex   (İki)
Derî                 Tür                  Door                Der                  Porte   (Kapı)
Dot                 Tochter           Daughter         Doxter            Fille     (Kız evlat)
Hêk                 Ei                    Egg                 Toxmê morx   Euf      (Yumurta)



            Yukarıda da gördüğümüz gibi Kürtçe ve kendi dil grubu içerisindeki diller birbirine tabii bir şekilde benzemektedirler. Kürtçe’nin Hint-Avrupa dil grubunun Hint-İranî dil ailesine mensup olduğunu söylemiştik. Ancak birçok kişi, bu dil ailesinin, isminin Hint-İranî olmasından ötürü, Kürtçe’nin İran dili yani Farsça’dan türemiş olduğunu düşünür. Zaten bu düşünceyi en çok Kürtlere karşı düşmanlık besleyen ve ırkçılık yapan gruplar savunur. Ancak bu çok yanlış bir düşüncedir. Zirâ sırf bir dil grubunun dil ailesi adından ötürü, altındaki tüm dillerinden buradan geldiğini söylemek sanırım pek cahilane bir tutumdur. Çünkü dil grupları nasıl ki bulundukları coğrafya adına göre isim alıyorlarsa, bu dil gruplarına mensup dil aileleri de bağlı bulunulan ve en büyük bölgesel coğrafya hangisi ise onun adı ile anılır. Bu sebepledir ki Hint-İranî ailesi deniliyor ve Hindistan’dan, İran coğrafyasına kadar olan tüm dilleri kapsıyor. Hâlihâzırda Avrupa dilleri de kendi içlerinde muhtelif ailelere ayrılıyor ki bunlar: Latin dilleri, Germen(Cermen) dilleri ve Slav dilleri olarak aileleşirler. Bu ailelerin her birinde ise birçok farklı dili barınır. Bu örneklerde de gördüğümüz gibi sırf adından ötürü Kürtçe’nin Farsça’dan geldiğini söyleyemeyiz. Aksine bu iki dil birbirinden değil, aynı kökten geliyor ve yukarıda da bahsettiğimiz gibi zamanla farklılaşmadan ötürü birbirinden bağımsız diller haline gelmişlerdir. Nasıl ki iki kardeş bir anneden doğar ve büyüdükçe farklı iki şahsiyet haline gelir, daha sonra zamanla çocukları ve torunları birbirinden uzaklaşıp farklılaşıyorlarsa diller de öyledir ve Kürtçe de öyledir. Ancak şöyle tabii bir gerçek vardır ki bu iki dilin içerisinde birbirine pek çok kelime benzemektedir. Fakat bu benzerlik tıpkı Almanca-İngilizce, Rusça-Bulgarca vb. gibi benzerliklerdir.

Kürtçe                       Farsça
Xwîn                          Xün                 (Kan)
Nan                             Nan                 (Ekmek)
Bira                             Berader           (Kardeş)
Tarî                             Tarîk               (Karanlık)
Dot                             Doxter            (Kız evlat)
Roj,Roz                      Rûz                 (Gün)
Kirin                           Kerden            (Yapmak)
Mirin                           Murden           (Ölmek)
Bav, Fader                  Peder              (Baba)
Tirs                             Ters                 (Korku)
Xweş                          Xoş                 (Hoş, Güzel)
Agir, Ar                      Ateş, Azer      (Ateş)
Masî                            Mahe               (Balık)
Meh                            Mah                (Ay)
Hefte                          Hafta              (Hafta)
Dest                            Dest                (El)
Xwedê                        Xuda               (Allah)

            Örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabilir. Fakat bu kadarı durumun anlaşılması için kâfidir. İki dilin birbirinden farklı olduğuna bir diğer misal ise; Kürtçe’de var olan Ergatif yapısıdır(Geçmiş zamanda cümlenin fiiliyle beraber öznesinin de değişim hali). Bu yapı Farsça’da yoktur. Aslında bu bile tek başına iki dilin farklılığını göstermesi açısından yeterlidir. Ancak Kürtçe ile Farsça’da  kelimelerin nasıl birbirinden farklılaştığı üzerinde birkaç söz söylemek gerektiği inancındayım.

            Kürtçe kelimelerinin sonlarında yer alan “v” Farsça’da “b” ile biter:

Kürtçe                       Farsça           
Şev                             Şeb
Bav                             Bab
Tav                              Tab   

vb. Kürtçe’de “j” ile biten veyahut başlayan kelimeler, Farsça’da “z” ile biter yada başlar:

Kürtçe                       Farsça
Jehr                             Zehr
Roj                              Roz
Jin                               Zen
Jîn                               Zindegî

vb. Kürtçe’de “v” ile başlayan veya biten kelimeler, Farsça’da “m/şm” ile; Kürtçe’de “z” ile biten yada başlayan kelimeler ise, Farsça’da “d” ile biter yada başlar:

Kürtçe                       Farsça
Çav                             Çeşm
Zava                           Damad
Zana                           Dana
Gav                             Gam
Nav                             Nam
Zerya                          Derya

            Örnekleri istediğimiz kadar çoğaltabiliriz. Tüm bu farklılıklardan da anlaşılacağı gibi Kürtçe ile Farsça’nın aynı olduğunu kimse iddia edemez. Hatta tüm bunlardan ziyâde, Kürtçe, Farsça’ya birçok kelime vermiştir ve bu gün bu kelimeler Farsça ile birçok dile hatta Türkçe’ye bile girmiştir. O zaman neden insanlar Türkçe’deki bu türden kelimeler için Farsça’dan gelmiş olduğunu düşünüyorlar? Aslında bu sorunun cevabı çok basittir. Zirâ Farsça tarih boyunca bu coğrafyada kurulmuş olan birçok devletin resmi dili olmuştur. Hatta öyleki İran’lı olmayan devletler de bu dili resmi dil olarak kullanmışlardır(misal Büyük Selçuklular Türk olup Farsça’yı resmi dil olarak kullanmışlardır). Bu yüzden bu dil hangi dilden kelime almışsa, zaman içerisinde, bu dilin resmi dil olmasından mütevelli, bu dile ait olduğu kabul edilmiş ve o kelimeler kendi kökenlerini kaybedip Farsça olmuştur. İşte Kürtçe’den de bu yolla sayısız kelime geçmiştir Farsça’ya ve Farsça’dan da diğer dillere. Şu gerçeği de unutmamak gerek ki, komşu dil olmasından ötürü, Kürtçe de Farsça’dan birçok kelime almıştır. Ancak bu Kürtçe’nin Farsçadan geldiği manasına asla gelmez.

            Kürtçe yazı üzerinde yeni bir dildir. Tarih boyunca Ehmedê Xanî, Melâyê Cizîrî vb. birçok Kürt yazar-şâir gibi kişiler bazı bazı Kürtçe yazmışlarsa da, Kürt kültür ve edebiyatına ait eserlerin çoğu Farsça, Arapça ve Osmanlıca yazılmıştır. Bu yüzden birçok edebiyatçı, şâir ve tarihçi eselerini bu dilde yazmış olmasından dolayı, Kürtçe yazı üzerinde pek gelişme gösterememiştir. Arapça, Farsça ve Osmanlı gibi dilleri de sıradan halktan ziyâde, ancak medrese çıkışlı olan kişiler okuyabiliyorlardı. Zaten tarih boyunca pek resmi dil olmayan diller, yazı üzerinde de gelişme kaydedemezler ve yavaş yavaş tarih sahnesinden yok olurlar. Fakat bu durumun tersine Kürtçe zaman içerisinde yok olmamış, bir çok şiveye ayrılarak zenginleşmiş ve bu gün 40-50 milyon insan arasında konuşulan bir dil olmuştur. Peki bunu sağlayan şey nedir? Bu sorunun cevabı; Kürtlerin yaşadığı coğrafyada ve Kürt kişilik yapısında gizlidir. Her ne kadar Kürtler tarihte genelde devletsiz kalmış iselerde, hakimiyeti altına girdikleri devlette tamamıyla kendilerini teslim etmemişlerdir(kültürel, dilsel, folklorik, edebi vb. gibi). Bu yüzden Kürtçe bu güne kadar gelmiş ve ölü bir dil olmamıştır.

            Şu an Kürt dili günden güne yazı üzerinde gelişme kat ediyor. Dilin yazı üzerindeki gelişmesi bir tarafa, öte yandan kişiler de dillerini doğru konuşmalı ve bozmamalıdır. Eğer dil doğru konuşulmazsa ve yazılmazsa, gittikçe kaybolur ve tarihteki ölü diller grubunda yerini elır. Ancak Kürtçe’nin ölü diller arasına girmesi bu kâdimliğiyle çok zor bir durumdur.

                                                                                              Yılmaz BAĞLAR

6 yorum:

  1. Hocam, Internet ortaminda bildiginiz, onerebileceginiz bir Kurtce-Turkce sozluk var mi? Birkac kere aradim, pek bulamadim, bulduklarimda da aradigim kelimeyi/kelimeleri bulamadim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhabalar; İnternet ortamında güvenilir bir sözlüktür kullanabilirsiniz:

      http://ferheng.org/tr/

      Sil
  2. Cok cok tesekkurler. Siteniz de cok guzel ve faydali bu arada.

    YanıtlaSil
  3. Yılmaz bey gerçekten tebrik ediyorum sizleri çok faydalı bilgiler sunmuşsunuz okurlarınıza..

    YanıtlaSil